GENÇ İLTER

2020’YE KARŞI BİR TAŞLAMA DENEMESİ: DUNKIRK ÖRNEĞİ

13.11.2020
932
2020’YE KARŞI BİR TAŞLAMA DENEMESİ: DUNKIRK ÖRNEĞİ
Reklam

“Hayat bazen vahyin kesildiği zamanlara benzer”

Tarık Tufan

 

Tarık Tufan yukarıya bıraktığım sözünü söylerken aklına 2020 yılı gelmemiştir tabi ki ama içinde bulunduğumuz bu yıl tam da bu sözü hak edecek günler yaşattı bize… Biz derken hangi biz diye de sorabilirsiniz, ancak verebileceğim kapsayıcı bir cevabım yok, dümdüz biz işte, 1.çoğul şahıs eki, İngilizce söylersek “we”… Evet 21.asrın yumuşak karınlı insanları olarak bünyemize ağır gelebilecek günler yaşadık… Şairin “bizim de yaşadığımız hayattır kardeşim” dediği hayat mıydı bu hayat bilinmez ama, dudağımızı büzüştürmeye hakkımızın olduğu ve Allah tarafından “Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı” diye de teselli edilmeyi hak ettiğimizi söylesek yanlış olmaz. Rabbimiz bizi elbette bırakmadı ama yaşanılan bu seneyi ilahi bir teslimiyetle yorumlayacak bir derinliğim yok ne yazık ki… Ama siz de benim gibi en azından bir teselli olarak Duha suresinin 1-3. Ayetlerine bakabilirsiniz…

 

2020 yılı… Şenliklerle, kutlamalarla ve hiç anlamadığım o gereksiz heyecanla girdiğimiz diğer herhangi bir yıldan biriydi ilk saatlerinde… Ne olabilirdi ki, senenin daha üçüncü günü ABD başkanı Trump’ın ders olsun diye İran’ın 2.adamını asfalta yapıştıracak hali yoktu sonuçta… Daha bismillah demeden savaş bulutlarıyla gölgelenmeyecekti günlerimiz… Avustralya’da tarihin en büyük sellerinden biri mi olacaktı mesela koca kıta sular içinde kalsın… Ne olacaktı deprem mi yangın mı, Ne zaman geleceği belli olmayan ama bir zebellah gibi başımızda bekleyen İstanbul depremi mi kaçıracaktı uykularımızı… Ne olacaktı yani… Kobe Bryant mı ölecekti? Melun bir çiftlikten çıkacak ve gözle dahi görülemeyen bir virüs mü altüst edecekti hayatımızı, bizi evlere tıkayıp hiç adetimiz olmayan varoluş sancılarına mı gark edecekti bu 2020 yılı bizi… Tüm bunların olacağı 10’dan geriye doğru sayarken elbette aklımıza gelemezdi… Gelseydi bu kadar hevesli olunur muydu artık bilemiyorum ama bence 2021 yılı ile önce oturup bir konuşalım, çünkü bizim de dinlemeye hakkımız var… Biz kim miyiz? Bilmiyorum dedim ya…

 

2020 yılı işte tüm bu yazdıklarım ve cabası ile Nazi Almanya’sı gibi saldırdı üstümüze… Tüm bu küresel ve yerel sorunların yanında gerek kendi hayatımda gerekse hayatlarına şahit olduğum insanların hayatında pek de güzel şeyler olmadığını belirtmek isterim… Murphy kanunları mıydı artık bilinmez ama her şey fena halde üst üste geldi. Kendi adıma söylersem taş üstünde taş, hayal üstünde hayal bırakmadı bu sene… Gücünü de hızından alıyordu tıpkı Nazi Almanya’sı gibi… 2020 yılı işte Nazi Almanya’sına bu kadar benzediği için ben de bizleri, kim olduğumuzu bilmediğim bizleri, Nazi mezaliminden kaçan İngiliz askerlerine benzetiyorum biraz… Hitler aynı 2020 yılı gibi tozu dumana katıp İngiliz Yurtdışı Sefer Kuvveti askerlerini Fransa’nın Dunkirk limanına sıkıştırdığında, İngilizlerin akıllarında hayatta kalmaktan başka bir şey yoktu, yapabilecekleri tek şey de buydu açıkçası, tıpkı 2021 yılına yaklaşmış ve bu seneyi sağ geçirsek yeter diyen bizler gibi… Ve 335 bin kadar İngiliz askeri mucizevi bir şekilde Dunkirk’ten tahliye edilmiş, Hitler’in zulmünden hayatlarını kurtarabilmişti… 2021 yılına  geçmek de bizler için küçük çaplı bir mucize olacak takdir ederseniz ki…

 

İngilizler Hitler’den kurtulup nasıl karşı kıyıya geçtiyse, biz insanlar da yani biz kimiz hala bilmiyorum ama, bu nursuz ve uğursuz seneden kurtulup 2021 yılına geçeceğiz elbet… Sonra belki 2000’li yıllarda olduğu gibi güzel günler görürüz kim bilir… Maske takmadığımız, sosyal mesafeden önce gönül mesafesi koyduğumuz diğer insanlarla daha yakın olduğumuz ve belki de Şairin dediği “bizim yaşadığımız hayattır kardeşim” dediği hayatı yaşadığımız günler… Vahyin tekrardan gelmeye başladığı günler gibi Kabe’de Vahhabilik virüsünün de kırıldığını göreceğimiz günler… Uzun bacaklı abileri kızdırıp “Biz” olmanın anlamını öğreneceğimiz hatta daha da ileri gidip biz olacağımız günler belki… Ah o günler, ya da hayaller hayaller….

 

Ama dediğim gibi şu 2021 yılı ile önce oturup bir konuşalım ve mümkünse yani Dünya Sağlık Örgütü eğer izin verecekse, 31 Aralık 2020 tarihinde saatler 23:59’u gösterdiğinde 1 dakikalığına durduralım hayatı, en azından 1 dakikası güzel geçmiş olsun bu senenin… Sonra belki bir mucize olur…

“sen beni öpersin ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.”

-senegalliler dahil değil”

 

2020 yılını atlatacak olan o efsane nesle saygılarımla,

 

Onur Oruç

 

 

 

Reklam
BİR YORUM YAZIN

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

GENÇ İLTER © Tüm Hakları Saklıdır. - 2021
Tüm haklarımız tarafımızca korunmaktadır. Bu siteden hiçbir yazı veya makale izinsiz kopyalanamaz çoğaltılamaz.