GENÇ İLTER

AYNI ANDA

11.01.2019
727
AYNI ANDA
Reklam

Bir anda iki yerde olunur mu sizce? Bence olunur. Hatta bazen bir çok yerde bir anda bulursun kendini. Bedenin burada aklın ve kalbin bir yerlerde. Bazen sürekli olur bu. Durmaksızın hayatın akışı devam ederken zihin dünyanda bazen masa başında bazen hayal ettiğin yerlerde oluverirsin. Yaşadıklarını gözden geçirirsin bazen veya yaşayacaklarını. Hatta yaşama ihtimalin olmayan bir çok senaryo geçer aklından. Sonuç olarak iki mekanda birden yaşarsın ve zannımca iki yerde de yaşlanırsın ama sadece bir dünyana yansır ve iki kat yıllar geçer ömründen. Kalbin de zihnin de saçlarından önce ağarır.

Farkında olmazsın kimi zaman kaç mekanda birden olduğunu. Sen hissetmeden yüreğin bir yerlerde gezip tozarken aklın bir karış havada veya iki saat önündeki planlarında göz atıyor olur. Peki ya sen o anda nerede olursun? Biraz orada biraz burada biraz da hiçbir yerde belki.

Zihin sarayı derler bir zihin geliştirme yönteminde tanım yaparken. Sayıları, nesneleri ve bir çok şeyi akılda tutmak için geliştirilmiş bir yöntemin hazinesidir zihin sarayı. Ben de bir çok yere gidebilen olarak kullanayım bu tanımı. Gerçekten de koca bir saray gözümüzün ardındaki. O kadar çok düşünceler geçiyor ki içinden bazılarında, tutabilene yakalayabilene aşk olsun demeli. Biraz dününü gözden geçirir saray sakini, neler oldu, neler yaptım, neler yaşandı… Bazen pişmanlık eklenir buna bazen akla o an gelmeyen fikirler, bazen de takdir teşekkürler kendine. Bazense şuan ne yapmalıyım, neler bekliyor beni… Zaman telaşı eşlik ediyor buna da, biraz da takvimler. Bazen de yarını yaşıyor zihin sarayı sakini, sakinleri. Böyle olur mu, böyle olsa ne olur, senaryolar senaryolar… Çoğu olmuyor belki de, sadece hayalin anlık mutluluğu, belki hayal kırıklığı biraz da yorgunluk ele geçiyor. İki saniye içerisinde o kadar çok yerde oluyorsun ki kimine yüreğin eşlik ediyor kimine bedenin.

Yanına arkadaşını, ailenden birini, yarini veya yarenini alıyorsun kimi zaman. Ama baktığında sadece sen varsın koskoca zihin sarayı salonlarında. Oradan oraya yürüyorsun. Aklında içindekilere ortak var gibi olsa da gerçekte sadece sen varsın seni bilen. Anlatmak istesen gezdiğin yerleri dilin yetişmiyor hızına, hayaline. Sende kalıyor gördüklerin,  kimi güzel kimi kötü seyirlerin. Aynı çatıda olabilmek istiyorsun bazen, yalnız olmamak.  Bazen de sadece kendin olmak istiyorsun, şahsına münhasır, sana özel ve kimseye bir şey anlatmak zorunda olmadığın. Yaşıyorsun anlıyorsun tek başına, biliyorsun ve kendinle sohbet ediyorsun anlama sıkıntısı çekmeden. Bir sorun var ki çözüme ulaşamıyorsun birçok kez. Bir yandan fikirler tükenirken bir yandan da desteksiz yürüyemeye biliyorsun salonlarda. Paylaşmak istediğinde sadece sen ve sen ve sen varsın mesela. Dilinde kalıyor, sonra kelimelerinin fazlalığından suskunluğun da fazla oluyor, üşeniyorsun zihnindekileri dökmeye. Sonuç olarak sarayda baş başa oluyorsun kendinle.

Aynı anda birçok yerde olabiliyorsun, saliselerde seyahatler yapıyorsun. Hızın yorgunluğu da sana kalıyor, yüreğinin taşıdıkları da. Sonra zihin sarayında koca bir yatak, gözlerini kapatıp yatıyorsun, durduruyorsun sıkıntıları da düşünceleri de hayalleri de. Bazen hava yağmurlu bazen güneşli; perdeleri indirip kayboluyorsun. Aynı anda hiçbir yerde oluyorsun, kimi zaman da olabildiği gibi..

BETÜL AKBAŞ

Reklam
BİR YORUM YAZIN

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

GENÇ İLTER © Tüm Hakları Saklıdır. - 2021
Tüm haklarımız tarafımızca korunmaktadır. Bu siteden hiçbir yazı veya makale izinsiz kopyalanamaz çoğaltılamaz.