Bayraktar TB2, Cezeri ve Kaportacılar


“Bu işlerde büyük paralara değil, büyük ruhlara, büyük gönüllere, büyük inanca ihtiyaç
duyuyorsunuz. O da inanan insanlarla oluyor.”
Selçuk Bayraktar
“Milli Teknoloji Hamlesi” sloganı ile yola çıkan, İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji
Festivali “Teknofest” geçtiğimiz gün sona erdi. Festivale Türkiye genelinden 1,720.000 kişi
tarafından rekor oranda katılım sağlandı. Festivale gösterilen ilgi, katılımı organize eden
savunma sanayimizin önde gelen şirketlerinin yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar,
sergilenen argümanlar Türkiye’de teknoloji alanında bir dip dalgası yaratacak etkide …
Milli savunma sanayimizin önde gelen şirketlerinden olan Baykar AŞ tarafından festivalde
sergilenen ilk yerli ve milli uçan araba prototipi olan “Cezeri”, Akıncı Taarruzi İnsansız
Hava Aracı (TİHA), Bayraktar TB2 Taktik Silahlı İnsansız Hava Aracı ile birlikte
sergilenen pek çok argüman Türkiye’nin milli teknoloji hamlesinin boyutlarını ortaya
koyarken, oluşacak dip dalgasının potansiyelini ise gözler önüne serdi. Her ne kadar katılım
konusunda bir rekor kırılsada, Türkiye’nin geleceği adına hayati öneme sahip bu festivale
her çevreden gereken ilgi gösterilmedi.
Peki Festival neden bu kadar önemli ve ortaya neler koydu?
Festival sırasında Mete Yarar’ın söyleşisine konuk olan Baykar AŞ Genel Müdürü ve T3
Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın milli sanayimiz hakkında yaptığı
açıklamalar, Türkiye’nin bu alanda nasıl geri kaldığını açıklar nitelikte … Bayraktar konuyu
şöyle özetliyor:
“ Biz yıllarca bir anlamda “Kaportacılık” yapmışız, Nuri Demirağlar gitmiş, Vecihi Hürkuşlar
gitmiş, onun yerine kaportacılar gelmiş bir şekilde… Dışarıdan alınan lisanslar ile almış,
monte etmiş, sadece kendini müreffeh kılan, efendisi ile o tesisin sahibini müreffeh kılan ve
topluma faydası olmayan bir model çıkmış”…
Tüm mal varlığı yurtdışında olan ve Bayraktar’ın da belirttiği gibi asli vazifesi inovasyon ve
üretim yerine, küresel statükonun devamı olan bu kaportacı zenginlerimizi kendi haline
bırakalım elbette, bunun yanında Türkiye’nin sadece kendine müslüman kaportacı
zenginlerinin olmadığını ve artık ona yerli ve milli bir teknoloji hamlesi yaptıracak iş
adamlarının ve şirketlerinin olduğunun da farkında olup; bu iş adamlarımızı destekleyelim.
Türk insanına fırsat verildiği anda neler yapabileceğini görelim ve reklamı hep bir ağızdan
yapılan umutsuzluk rüzgarına kapılmayalım.
Teknofest’in bir diğer önemi de Türkiye’nin artan savunma ihtiyacına karşı yapılan
çalışmaların dünyaya ve milletimize duyurulması … Bilindiği üzere gerek Doğu Akdeniz’de,
gerek Suriye’nin kuzeyinde ve iç güvenlik harekatı bölgelerinde Türk ordusu aktif durumda…
Yakın zamanda ise Fırat’ın doğusuna bir operasyon yapılması bekleniyor… Türkiye’nin bu
şartlarda savunma sanayi üzerine atacağı adımlar ve özellikle hava savunma üzerine
üreteceği silahlar, Türkiye’nin en önemli beka meselesi…
Günümüz itibariyle hava savunması konusunda S-400 savunma sistemlerini satın alıp, F-35
savaş uçağı yerine ise yine Rusya’dan SU-57 savaş uçaklarını alma planları yaparken,
gelecekte Rusya da dahil olmak üzere hangi ülkeler ile dost hangi ülkeler ile çatışma halinde
olacağımız belli değildir. 1.Dünya Savaşı öncesinde, 4 yıl boyunca savaşacağımız İngiltere
ile de bu şekilde alışverişlerimiz olmuştu. Bu bağlamda ülkemiz her ne kadar an itibariyle
bazı savunma ihtiyaçlarını dışarıdan giderse de, savunma sanayi konusunda millileşmesinin
ve başta uzay çalışmaları olmak üzere teknoloji alanındaki atılımları, gelecekti kaderimizi
belirleyecek asli unsur olacaktır.
Onur ORUÇ
