DEĞİŞMEYEN DÜZEN
DEĞİŞMEYEN DÜZEN
Değişmeyen bir düzeni var buranın. Sabah kalk akşam yat, çayı demli kahveyi koyu iç, çoğu hedefle azı gerçekleştir, yasaklar koy ama uyma, kuralları yaz bakma, ayağa kalk oraya otur, yıka ardından kurula, önce yık sora yap, önce dağıt sonra topla mesela.
Değişmeyen bir düzeni var buranın. Yaz sil, ver ama alma, aydınlat ama karartma, ağlasan da ağlatma. Yan da yakma, paylaş alma.
İçerimiz, düzenimiz… Herkesin içi başka ama herkes herkeste kendinden bir parça bulmakta. Duygular birikince hepimizin gözü bulutlanır, kimi bulut sağanak taşır kimi bir yudumda takılı kalır. Herkesin içinde özü ağlar zaten içerden öz ağlamasa dışardan göz ağlar mı?
Kimi sel ediyor kimi kurak. Onca ağlamak da yetmiyor onca susmak da. Değişmeyen değişik bir ayarı var demek ki ağlamanın.
Değişmeyen bir düzeni var buranın, bin kez yaşayıp bir türlü anlamadığım. Anlamamak değil belki de, kabullenememek benim yaptığım. Bilmiyorum… Bilmiyorum, aklım almıyor, ruhum almıyor. İçimde bir yerlerde beklemek adına ümit var, beklememeye yemin etmeme rağmen, bir yerlerde affetmeye meyil var. Değişmeyen değişik bir düzeni var demek ki her insanın.
Siyah Çekirdekli Güneş