EN GÜÇLÜ İNSAN


EN GÜÇLÜ İNSAN
İçimize atıyoruz her şeyi kimi zaman erteliyoruz kimi zaman boş veriyoruz ağlamayı kimi zaman da gülmeyi gereksiz görüyoruz. Derlerdi ki eskiden “bu kız çok güzel ağız dolusu gülüyor”. Şimdilerde insanlar gülememekten ya da ağlayamamaktan ne çok şikayetçi oysa ağlamak da gülmek de birer ihtiyaç değil miydi?
Ben bunu yalnızlıktan şikayet edip yalnız kalamamaya bağlıyorum. İlla bir başkasıyla konuşarak terapi yapacak değil ya insan bazen kendisiyle konuşmalı yalnızca, kendisiyle baş başa. Ne kalabalık otobüslerde durağa varana kadar konuştuğumuz ne de mesai saatimiz bitene kadar konuşmalarımız gibi değil.
İnsan kendine dert edindiği şeyleri kendine anlatmalı bunu şöyle yaptığı için o yüzden dert ediyorum kendime demeli belki sırtında taşıdığı büyük şey dünya değil sadece bir balondur. Derdimizi anlatınca fark ederiz ki aslında onu büyüten sadece bizleriz. Eğer sorun gerçekten büyükse zaten ister istemez önce özümüz ağlar. İçerden öz ağlar öz ağlamadan göz ağlar mı? Ağlayınca çözülmez ama biliriz ki rahatlarız. Bu rahatlamanın verdiği huzurla yeni yollar keşfetmek yeni pencereden bakabilmek daha kolay, daha mümkündür bence.
Ağlamakla gülmek kardeş derler öyleyse insan mutluluklarını da düşünmeli sorgulamalı. Mutluluğu başkasına zarar verdi mi verecek mi? Mutluluğu için elinden geleni yaptı mı ya da yaptığı şeyler onu mutlu etti mi? Bu gerçek bir mutluluk mu?
Herkesin mutluluğunu belli etme şekli farklıdır tabii ama herkes gülerken somak asmak da ne kadar haklıdır? Kimsenin etrafında sürekli asık suratlı insan hoşuna gitmez. Bu başkalarını olumsuz etkileyeceği gibi sürekli öyle duranı da zamanla yorar ve yıpratır bu yüzden basit bir tebessümle işe başlamak, yeni bir ortama girmek mümkün bence.
Unutmamalı ki en mutsuz anlarda bile kocaman bir kahkaha atabilen insan, ne çok ne de az kararında ağlamayı başaran insan en güçlü insandır.
