GENÇ İLTER

ENİS BATUR VE ENES BATUR ARASINDA

08.01.2019
1.813
ENİS BATUR VE ENES BATUR ARASINDA
Reklam

Zaman ; yaprağa yürüyen su ,

damara yürüyen kan , durup bekleyen tirşe deniz :

kalanlar, gidenler ,

içimden geçen ışık karanlık .

Enis Batur

Arkadaşlar yazıma hoşgeldiniz . Bugün sizlerle gerçeklerin trajikomik anatomisinin eklem ağrıları üzerine bir makyaj videosu haşlayacağız . Yüzünüzdeki şaşkınlığını tutun ! Sakın kaçmasın bir yere . Yazıyı okurken size eşlik etsin istiyorum .

Kıymetli Youtuber’ımıza olan isim benzerliği sayesinde arada bir , “Did you mean” ‘lerde karşımıza çıkan , şair ve yazar Enis Batur 1952 yılında , yani Youtuber Enes Dünya’ya gelmeden kırk altı yıl önce hayata gözlerini açar . Enis Batur zamanında okuması gerekirmiş insanların , zira Youtube o sıra daha yok , insanlar kendilerini yayınlamadan da yaşayabiliyorlarmış. Enis Batur üniversite eğitimini ODTÜ’de tamamlar. Sonrasında Paris’e giden yazarımız , yazın hayatı boyunca farklı alanlarda birçok eser kaleme alır .Enis Batur ayrıca Milliyet’te ve TRT’de çalışmıştır. Kendisi için Türk Edebiyatı’nın Umberto Eco’su yakıştırması yapılır . Enis Batur hala aramızda ama ne yazık ki biz onu fazla tanımıyoruz .  İsim ortağı Enes Batur ise , kendisinden çok sonra 1998 yılında hayata gelmesine rağmen kendisinden daha çok tanınan ve daha çok kazanan bir isim . Çünkü o bir Youtuber . Enes Batur , Youtube’da on beş yaş ve altı çocuklara hitap eden videolar yayınlayarak meşhur olmuş bir arkadaşımız . Kimileri tarafından ise bir fenomen . Geçtiğimiz günlerde,  ” Enes Batur Hayal mi Gerçek mi ” adında bir film ile sinema sahnesine de çıktı genç Youtuber’ımız. Çocuk yaşlardaki kardeşlerimizden öğrendiğimiz kadarıyla filmin konusu ; Enes’in Youtuber’lık yolunda yaşadığı zorluklar ve başarı hikayesi . Enes Batur’un yaşadığı hayal ya da gerçek nedir bilinmez ama , yaşadığımız şu günlerin kötü bir şaka izlenimini aldığı artık su götürmez bir gerçek .

Popüler Kültürün toplum üzerindeki etkisinin  gün geçtikçe artmaya başladığı şu günlerde  ne yazık ki usta kalemlerden ve aydın isimlerden çok , popülist ekran hatipleriyle haşır neşir olunur hale gelindi. Hayatın her safhasında bu yozlaşmanın izleri ile karşılaşılabilir . Toplumda saygı gören ve ünlü diye tabiri edilen insanlar , başta yaşam biçimleri ile bütün  toplumsal değerlerimizi ayakları altına alırken ; ortaya koydukları hiçbir sanat ve edebi değer taşımayan ürünlerle popülerlik kazanmakta ve insanların gözünde bu şekilde estetikten ve evrensel niteliklerden yoksun ürünlerin ,  aslında hiçbir değeri yok iken , değerli olduğu algısını oluşturmaktadırlar . Bu duruma çanak tutan ana-akım medya organları da asıl değer ve estetik içeren eserleri geri planda tutarak insanların bu yönde manipüle olmasına ön-ayak olmaktadır.

Her geçen gün biraz daha hayatımıza giren ve aslında bizler ile hiçbir organik bağları yok iken bizlerdenmiş gibi görünen bu insanların hepsinin ortaya çıktığı ve beslendiği yer ise aynı : Sosyal Medya …

Günümüz Dünyasının bir gerçeği olarak Sosyal medya , tüm platformlarıyla toplum nezdinde en aktif şekilde kullanılmaktadır . Popüler Kültür’ün tüm ürünleri açısından bir pazar işlevi gören bu mecraa elbette insanların kullanımına açık olmalıdır . Ancak bu platformlarda ortaya çıkan popülerlik algısı insanları yanıltmaktadır . Toplumumuzun bu konuda daha seçici ve daha ilkeli davranması , gelecek nesillerin daha bilinçli ve daha sağlıklı olması açısından ciddi derece de önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki , bir milleti ayakta tutacak ve onu geleceğe taşıyacak yegane iki öge : Dil ve Kültür’dür . Bu yegane iki unsurun ,sosyal medyadan türeyen popülist ve medyatik virüslerle bilinçsizce yozlaştırılmasına izin verilmemelidir. Enis Batur’un ve tarihimize mal olmuş diğer tüm edebiyatçılarımızın, popülerlik ömrü yaptıkları videolar ve yaşları kadar kısa olacak bu yeni yetme gençlerin geri planlarında kalmaları üzerinde uzunca düşünülmesi gereken üzücü bir gerçektir .Bu üzücü gerçeğin üzerine eğilmeli ve sorunun temellerine inip , milletçe neyi talep ettiğimizi irdelememiz gerekmektedir.

Toplum olarak sanata ve sanatçıya gereken değeri vermek ne kadar önemli ise , sanatın ve sanatçının doğru teşhis edilmesi de o kadar önemlidir. Hiçbir sanatsal değere  haiz olmayan, yapay duygu ve düşüncelerle hissiyattan yoksun olarak ortaya çıkmış ürünlere haddinden fazla kıymet vermenin , bundan sonrasında da bu kalite de eserlere mahkum olmaya sebep olacağının farkında olunmalıdır. Yazının başında belirttiğim şaşkınlık halinin durumun farkına varılmasında bir başlangıç olmasını diliyor , edebiyat ve sanatın hayatınızın her safhasında sizinle beraber olmasını temenni ediyorum .

Saygılarımla …

Onur Oruç

Reklam
BİR YORUM YAZIN

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

GENÇ İLTER © Tüm Hakları Saklıdır. - 2021
Tüm haklarımız tarafımızca korunmaktadır. Bu siteden hiçbir yazı veya makale izinsiz kopyalanamaz çoğaltılamaz.