KENDİMİZE DAİR
Biraz gerilemeye ne dersiniz? Evet yanlış okumadınız gerçekten gerilemekten bahsettim. Bir sonuç çıkarmaya çalışmadan bir ders vermeye uğraşmadan sadece soru işaretleriyle okuyalım bu sefer de. Çünkü artık bunun vakti geldi bence. Verilmek istenen mesajları, ana fikirleri ÖSYM’ye bırakalım biraz da ya da belki asla ona bırakmayalım. Birkaç dakikalığına unutalım zamanı ya da işlerimizi, düşünelim. Ama neyi? Asla değiştiremediğimiz ama sürekli lanet okuduğumuz düzeni mi? Her gün TV’de izlediğimiz akıl almaz olayları mı? Hız kesmeden değişen gündemi mi? Hayır hiçbirini… anı sadece şu anı düşünelim. Sadece kendimizi, kendi hayatımızı. Bir kere de durup başkalarına fırsat vermeden, önce biz söz sahibi olalım. Şimdi neredeyiz? Ne yapmak istiyoruz ama ne yapıyoruz. Nerede olmak istiyoruz ama olamıyoruz. Aslında belki de bu sorular da yanlış ya da gereksiz. Peki ne sormalıyız? Hangi cevabı almak için neyi nasıl kime sormalıyız? Cevap netse sorulan sorunun nedeni nasılı far eder mi? Kafalar yanmaya başladı mı? Yansa keşke her şey için yanan beynimiz biraz da kendimiz için yansa. Bıraksa tüm boş eylemleri insan da biraz kendi içine baksa. Hayatın yakasını bırakıp başka şeyler görmeye çalışsa. Peki neyi görecek bu insan? Ne varsa, ne istiyorsa, neyi arıyorsa onu. Neyi arıyorsun ey insan? Niçin debeleniyorsun şu hayatta? Gerilemeye başladınız mı? Başlayın. Gidebildiğiniz kadar gidin. Belki bir şeyler bulacağız en derinlerde deniz misali belki de elimiz boş döneceğiz kim bilir. Belki mutsuz olacağız bulgularımız, cevaplarımız karşısında ya da belki işte bu diyeceğiz. Ama ne olursa olsun en önemli eylemi başarmış olacağız: düşünme eylemi.
Beyza SAPİL