Öyle Bir Sevmek
Dün akşama doğru
Güneş vedalaşmadan bulutlarla
Son vapur uğurlanmadan adalara
Ve sokağından geçen otobüsün gelmesine birkaç nefes kala
Seni sevdiğimi hatırladım
Bir anda el sallamaya başladım
bütün fakat, lakin ve ama’larıma
Nazım’ın çocuklara öğrettiği umutla doldu sesimin can verdiği her hece
Ve güldü gözlerim
Gözlerinin vehmiyle
Öyle bir sevmek ki
Dünya barışına bağışlıyorum
Adını andığım her saniyeyi
Belki lâfzın ilham verir güvercinlerin kanatlarına
Ve ne güzel mühür olur tebessümün mütareke yapraklarına
Sevgilim belki kavrayamadım henüz izafiyet teorisini
Yine tereddüt ederim hep dağların Ege’de nasıl dizildiğine
Ve ezberleyemedim hâlâ hangi savaş hangi tarihte
Ama gelince mesele sevmeye
Hangi harfin gücü yetebilir ki
Sağ omzumda canlanan hayaline not vermeye
Öyle bir sevmek ki işte
Zamanın ve mekânın ötesinden
Zaten anca sevmek gelebildi bizimde elimizden
Sevgilim nerelerdeydin
Bakışlarım sarardı beklemekten
Hatırımda kalmış
Yola çıkmıştım yine bir gün sana doğru
Ve sen daha yoksun o sıra
Birden Hazerfen çıktı karşıma
Galata’nın sevdasını taşıyacakmış karşıdaki küçük hanıma
Takıldım ben de kanatlarına
Bulutlarda Veli’nin oğlu çıktı karşımıza
Merhum İstanbul’u dinliyor hâlâ
Uyanmışım sonra
Rüyaymış meğer
Rüyalarda böyleydi işte yokluğunda
Sevgilim nerelerdeydin
Bakışlarım sarardı beklemekten
Öyle bir sevmek ki işte
Bütün mısralarım sana borçlu hayatlarını
Hangi kelimem vücut bulmuşsa raflarda
Sen üflemişsin ruhlarını
Ve dudaklarınaydı hepsinin ebedi yolculukları
Sevgilim sana şiir yazmak
Kağıtları kalemlere kavuşturmaktı
akşam oldu sonra
Sayende hayat buldu bir şiir daha
Ve merak etme sakın
Karşımda sen olacaksın
Kalemi elime her aldığımda
Mart – 2019
Onur ORUÇ