ŞİDDETSİZ GEÇİM

Ele almak istediğim, vurgu üstüne vurgu yapmak istediğim bir konu var. Haberlerde gördüğümüzde içimiz acıyarak izlediğimiz ‘ ne insanlar var ya ‘ diye serzenişte bulunduğumuz bir konu bu, kimi zaman darp edildiler kimi zaman sözlü olarak şiddet gördüler gerekse de fiziki olarak şiddete maruz kaldılar daha da kötülerini yaşadılar yaşları ne olursa olsun. Ama dillendirmeyeceğim burada, bu olumsuzluğu anlatmaya çalışırken zaten benim suratım düştü, içim karardı siz de okurken aynı duyguları hissettiniz tahmin edebiliyorum bu kadarı yetsin.  Siz nasıl ve ne olarak tahmin ettiniz bilmiyorum ve sizi daha da meraklandırmadan ben söyleyeyim konumuz ‘’kadına şiddet’’ evet şimdi ilk cümlelerimi bu konuyla zihninizde özdeşleştirdiniz. Sonrasında derin ama kısa birkaç düşünce içerisinde buldunuz kendinizi. Aslında bu konu o kadar derin ki bence anlatmak ya da dillendirmek yetmez. Bu konuyu hissetmek, kavramak, empati, yapmak en önemlisi de anlamak lazım. Onların özel bir varlık olduğunu yeri geldiğinde saygıda kusur etmeden, sevgide eksiklik göstermeden davranılması gerektiğini bilmek lazım. Aslında ben size şunu söyleyeyim ‘kadınların da haklarının olduğunu bilmek lazım’ dünya erkeklerin etrafında dönmüyor.

Konumuzun giriş kısmını okurken aklınızda, ‘sinir ediciler’, ‘söz dinlemiyorlar’, ‘şöyle giyiniyorlar’, ‘böyle konuşuyorlar’ gibi devam eden düşünceler canlanmış olabilir –bu kısmı erkekler için söylüyorum- bakın; erkek olmak, güçlü olmak bu sıfatlar eşinize, kardeşinize, annenize ya da dışarıda herhangi bir kadına şiddet uygulayabilmeniz veya bunları kadının aleyhinde kullanabilmeniz için verilmedi. Asıl güç en zor ve sinirli zamanınızda ya sabır deyip kendinizi tutmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) kadınları erkeklere emanet etti veda hutbesinde inanan erkekler olarak da üstümüze düşeni yani emanetimizi en iyi şekilde saklamalı koruyup kollamalıyız. Bahsetmiş olduğum gibi yeri geldiğinde ya sabır diyebilmeliyiz.  Ben sadece bir istatistik paylaşmak istiyorum: ‘28 kadın 2018 yılının ocak ayında öldürüldü, kadınların 18’i evinde,1’i hastanede, 1’i arabada, 1’i nehirde, 1’i parkta, 1’i sokakta, 1’i sahilde öldürülürken; 4’ünün nerede öldürüldüğü tespit edilemedi.’ Daha fazla detaylara boğmak istemiyorum sizi. Bakın bu istatistik çok şey anlatıyor; yer, zaman, mekân, yaş, yakınlık derecesi fark etmeksizin yaşanıyor bu cinayetler ve bu sadece bir ayın istatistiği daha sayısı bilinmeyen, verilere işlenmeyen hangi olumsuzluklar yaşandı ben bakmak, araştırmak bile istemedim. Benim amacım bu konuya değinerek belki bir farkındalık oluşturabilmek. Ne kadar başarılı olabilirim bilemiyorum? Kadın denince aklınıza bir çocuk, bir kız kardeş, kız arkadaş, eş, abla, anne diye devam eden birçok sıfat geliyor muhtemelen peki bu sıfatlara toplumumuzda ne kadar değer veriliyor? Keşke ama keşke kadın hak ettiği değeri toplumumuzda görebilseydi, eğer görmüş olsaydı emin olun yukarıda sadece bir aylık olarak verilmiş olan istatistik çok düşük bir sayıda kalabilir hatta hiç böyle bir araştırma yapılmamış bile olabilirdi. Bakın bunu yapmak bizim elimizde biz kadınıyla-erkeğiyle, yaşlısıyla-genciyle uyum içinde sevgi, hoşgörü, merhamet çerçevesinde yaşamış ve yaşayabilecek bir toplumuz. Yeter ki anlamaya çalışalım, değer verelim. Ne güzel demiş Yunus Emre ‘Sevelim Sevilelim, Dünya Hiç Kimseye Kalmaz’ diye. Umuyorum ki kadın-erkek anlaşmazlığı bir gün son bulur. Keşke elimde olsa ya da bilebilseydim bu işin sırrını ama maalesef sadece iki kelime yazıyla bir tutam düşünceyle dile getirebiliyorum. Unutulmamasını istediğim bir nokta daha var; biz hep birlikte bütünüz ve varız. O yüzden kadın ve erkek üstüne düşenleri layıkıyla yapmalı.-amacım dikkat çekmek eleştirmek değil-.

Cümlelerimin sonuna gelirken umuyorum ki akıllarda bir parça da olsa kadına şiddet konusunda bir yer edebilmiş sizi çözüm için düşünceler aramaya sevk edebilmişimdir. Son bir önerim daha var; Neşet Ertaş kadını bir türküsüyle dile getirmiş dilerseniz ben paylaşmak istiyorum siz de dinleyin ‘ İki Büyük Nimetim Var Biri Anam Biri Yârim ’ , belki dinlerken daha iyi düşünebilirsiniz. Sevgi dolu yarınlar hepimizin olsun.

AHMET FURKAN