Son Lokma
Soğukların ve yağmurların henüz etkisini yitirmediği bir sonbahar gecesinde karnı çok acıkmıştı.
Sabaha kadar sokak sokak, belki kendi karnını doyurmak belki de yavrularına bir parça yiyecek getirmek için, dolaşıp durmuştu.
Tam ümidini kaybetmek üzereydi. Derken bir insan çıktı karşısına.
İnsan ekmek uzattı. Hatta tavuk da getirmişti. O kadar mutlu oldu ki, iyi yürekli biri karnını doyuracaktı.
Yerken mahcuptu yemeği getirene, minnet duydu…
Doyacaktı, doymak ne kadar güzel bir histi. Belki yavrularının karnını bile doyurabilecekti.
Gözlerinin içi gülüyordu adeta yemeğini yerken.
Fakat bunların son lokması olacağını elbette bilmiyordu, kaldırdı kafasını baktı insana…
Kendisini neden zehirlemek istediğini anlamadan baktı insana..
Ağzı var dili yok, sessizce ağzında köpük gözünde yaşla gitti bu zalim dünyadan…
Belki de tek bir şeyi merak etti:
Ben sana ne yaptım da zehirledin beni?
Talip Arablıoğlu