YALNIZ KALE


Gözlerimi kapatacak olmaktan,
Karanlığa gömülecek olmaktan,
Ne de yalnızlığı hissedecek olmaktan artık tedirgin olmuyorum.
Bir günün daha son nefesini veriyor olması umurumda bile değil.
Sadece şu anın geçmişte kalmasını diliyorum. Yerine yenisini koyamayacağımız bir hayatın tek jetonluk hakkında, yatağımda tabut taşıyan omuzların acelesi, yastığımda ise uzak akrabanın sahte üzüntüsü varken, yarını göremeyecek bir kelebeği kıskanmamak için kendimle mücadele ediyorum.
Bir ihtimaller Karanlığının soğuk ışıksızlığı avına odaklanmış bir yırtıcı gibi içimdeki umutlara gözlerini dikmiş, zihnimin refakatiyle de üzerime hücumuna başlamıştı. Demir’i toz eden bu baskıya elbet yine dayanacaktım.
Buna da dayanacaktım derken bile sallanıyor olmakta ancak bana yakışan bir tezatlıktı.
Kendime ne çok gülüyorum.
“Dayanırsın tabi.” diyenler, size yardımlarınız için teşekkür ediyor ve kapıyı gösteriyorum.
Hangi kalenin teselliye ihtiyacı olur ki? Benim gibi endamını yitirmiş bir kalenin hariç.
Dışardan bakana görkemli biri olarak gözükebilirim ama hiçbir şey göründüğü gibi değil hatta yaşandığı gibi bile değildi. Her şey ancak benim bildiğim gibiydi yani kimsenin bilmediği, bilemeyeceği gibi.
Böyle olması için kimsenin de beni zorladığı yok. Işığımın kapalı olmasını ben istedim. Karanlık odamın ışığını kimsenin açmasına tahammülüm yok beni daha fazla kaybetmekle tehdit etmek için kimseye koz verecek değilim.
Bir gel git Edası ile Biçimlenen yaşamıma ancak ve ancak ben kum tanelerinden bir sahil olabilirdim ama ben dışarıda rüzgardan dövülen, ilkbaharı hiç yaşayamayacak bir ağaç olmayı seçtim.
Yeşermek için beklemek hayalin bile ötesinde.
İlkbaharlarımın yerini çoktan güzler aldı.
Ve ben yalancı baharların dökülen çiçekleri toplamaktan yoruldum. Sahte gülüşlerime aldanan insanlara kuru papatyalardan bir demet uzatırken bir an önce benden uzaklaşsınlar da mutlu matemime döneyim diye çırpınıyorum.
İzin verseydi gururum sıcak yaslarımı yanaklarımda gezdirirdim.
Ama hayır! Dayanacağım.
Kahverengini yeşil göstermek artık hiç zor değil!
-Mış gibiler üzerine kurulmuş bir yaşama yönetmenlik yapmaktan ötürü duyduğum pişmanlığı pekte umursamıyorum.
Ben hala büyük bir inatla elimin ulaşmadığı yeri kaşımaya çalışan biriyim.
Buna rağmen Beni görenler ne muhteşem bir kale diyorlar.
Yıkık bir kalenin bu hücuma nasıl bir direnci olabilir?
Taşlarım yerinde çoktandır değil ve acele akan zamanın epeydir esiriyim, çoktandır da sinirlerimin ötesindeyim. Fakat siz bilmeyin az da dayanma ümidim varsa onu de mazallah alırsın diye nede çok korkuyorum!
Kimseden beni anlamasını beklemiyorum.
Kimselerin benim için endişelenmesini de istemiyorum.
Bundan önceki savaşlarda bu kale yıkılmadıysa bundan sonra da yıkılacak değil.
Yunus Emre BİLGİN
